11 Mayıs 2017 Perşembe

Devletler ve Aileler - 1

Dünya aslında yıllardan beri çok değişik savaşlara konu oldu. Waterloo savaşı ile İngiliz derin devletini esir alan para hanedanları; Dünya'yı hep bir merkeze oturtmak için uğraştılar. Amerika kıtâsının keşfi, Avrupa hanedanlarının çöküşü, akabinde son darbeyi vurmak için yapay bir şekilde oluşturulan birinci cihan harbi ile dünya sürekli ve sürekli olarak sömürülmeye ve insanların sadece birkaç güce hizmet etmesi için zorlandı. Bu aslında devletler ve hanedanlar arasında oynanan karşılıklı bir satrançtı. Ancak paranın sahipleri ile, devletlerin sahipleri dönem dönem çıkarları konusunda anlaşırken, dönem dönem bu çıkarların çatıştığı da olmuştur. Ancak biz insanlar bunu genel olarak çok fazla göremedim. Çünkü içinde yaşadığımız sistem, daha doğrusu insanları kontrol eden her güç (medya,eğitim,eğlence,siyaset) insanların bu yöne bakmalarına hiç ama hiç izin vermiyor ve istemiyordu. Kısacası iki büyük klüp dünya üzerinde kavga ediyor ve insanlara da bunu izlemek kalıyordu.



Peki ne zaman başladı bu savaşlar? Daha doğrusu bu savaşların amacı ne idi? Aslında bu işlerin geçmişine gittiğiniz zaman iki aile görürsünüz. Bunlardan biri Rotschild diğeri ise Rockefeller aileleridir. Bu iki ailenin de hükmettiği güçler bellidir. Birinin ki para; Diğerinin ki ise enerji kaynakları. Para ve enerjiyi elinde tutanların her zaman dünyayı yönlendirdiğini hepimiz biliriz. Peki nasıl yapabiliyorlardı bunu? Yani sadece para ve enerji tek başına yeterli bir güç değildir. Kısacası para ve enerji çok gelişmiş bir silah ve onun mermilerine benzer. Peki bu silahı bir elin tutması lazımdır. Çünkü bu el olmaz ise, bu silah sadece olduğu yerde duran demir yığınından başka hiçbir görevi olmayan mekanizmaya benzer. Bunu ölümcül kılmanın yolu ise devletlerdir. Çünkü devletler insan ve silah gücüne sahip olan kurumsal yapılardır. Para ve enerji ile bir devletin gücünü etkiniz altına alabilirseniz, o devlet üzerinden dünyada istediğiniz tüm oyunu ve planları kurabilirsiniz. Devlet yönetimlerini ele geçirmenin yolu peki neden geçmektedir?

DEVLETLERİ ELE GEÇİRMENİN YOLU: KRİZ VE SAVAŞ
Şöyle biraz geçmişe gidelim. Şimdi ki Amerikan devletinin temelini atan en önemli savaşa. Waterloo savaşına. Waterloo savaşı aslında göründüğü gibi bir savaş değildir. Waterloo savaşı yeni keşfedilmiş olan Amerika kıtasının İngiltere ve Fransa tarafından paylaşılma probleminden doğan bir savaştı. Aslında bu savaşı da yine bizim bildiğimiz para hanedanları başlattı. Kafanız karıştı ise biraz detaylandıralım;
Şimdi iki devlet düşünün yeni keşfedilmiş bir kıtayı kendileri için sömürgeleştirmek istiyorlar. Onun yeraltı ve yer üstü tüm zenginliklerini kendi devletleri için kullanmak istiyorlar. Ancak paylaşımda sıkıntı yaşıyorlar. Çünkü ikisi de pastadan en büyük payı istiyor. Ve bu iki devletin kadrolarına yerleştirilmiş olan hanedan görevlileri iki devleti karşı karşıya getirmek için çabalıyorlar. Çabalama sonucunda iki devlet birbirine savaş ilan ediyor. Ancak iki devletin de bu savaşı kaldıracak maddi güçleri yok. Peki nasıl çözülüyor bu problem? Bildiniz tabii ki borç alarak. Para hanedanı aile veya ailelerden yüksek faizli borçlar alınıyor. Bu borç paralar devletlerin savaş sahasındaki birliklerinin lojistik desteği ve yapılandırılması için kullanılıyor. Peki sonrasın da ne oluyor derseniz; İki devlet de aynı hanedan dan aldıkları paralar ile birbirlerini öldürüyorlar. Tabii ki hanedanların adamları da boş durmayıp savaşı yakından takip ediyorlar. Hanedanlar savaşı takip ederken, savaşın galibinin İngiltere olacağını ön görüp manipülasyon yapan adamları ile piyasalara savaşın Napolyon'un kazanacağı söylentisini yayıyorlar. Bunu gören İngiliz bankerler ve para sahipleri ellerindeki tüm malı mülkü satarak savaşı kaybettiklerini de düşünerek ne kurtarsak kazançtır diyerek hareket ediyorlar. Ancak sonrasında savaşın kazanılacağını bilen hanedanlar en düşükten satılan bu malları toplayarak bir anda savaş sonunda neredeyse %300 kâr ediyorlar. Ve en önemlisi fakirleşen İngiliz devletini anahtar teslim emirlerine alıyorlar. Yine mi kafanız karıştı?  O zaman size şöyle açıklayalım;
Borsa da keriz silkeleme diye bir operasyon vardır. Manipülasyon yapılacak olan hisse senedi hakkında sürekli olarak söylenti çıkarılır ve değeri iyiden iyiye düşürülür. O hisse senedine sahip herkes elindekini haraç mezat satarak bir an önce zarardan kurtulmak ister. Ancak bu tabii ki de bir oyundur. İyice taban yapılan hisse senedi, bir anda manipülasyon yapan şirket tarafından tüm hisseler en düşük fiyatından satın alınır. Bu anda hisse senetlerinin tek bir değerini örnek verecek olursak 1 tl olsa ve sizde 100 adet alsanız elinizde 100 tl değerinde bir hisse senedi olacaktır. Sonrasın da ise bir manipülasyon ile hisse senedinin değeri 1 tl üzerinden, 6-7 tl hatta 10 tl seviyesine çıkarılır. Bu durumda elinizdeki 100 adet hisse senedi 1000 tl olacaktır. Kısacası %1000 kâr elde edeceksiniz. Böylelikle hem kazancınız artacak hem de borsadaki kağıtlarınızın değeri inanılmaz derecede büyüyecektir.

Hanedanlar da devletleri işte aynen bu strateji ile teslim alırlar. Önce İngiltere'yi, sonra Fransa'yı, sonra da Amerika devletini teslim alan hanedanlar bu planları aynı anda birkaç strateji üzerine kurarlar. Bu stratejiler hem çok parçalı bir oyunun parçaları olduğu gibi, devletlere ait insan ve silah gücünün tam anlamıyla kontrol altına alınmasında da çok etkili bir taktik olmuştur. Neyse konuyu dağıtmadan tarihsel açıklamalarımıza gelirsek; İngiliz devletini teslim alan para hanedanları, sonrasın da aynı oyunu Fransa ve Amerika devletlerine de kurarlar. Şimdi onlara kurulan stratejiyi anlatırsak konuyu çok dağıtmış olacağımızdan o bahse sonra gireceğiz.

Sonuç olarak o devletleri hem insan gücü hem de enerji kaynakları ile teslim alan para hanedanları, artık oyunlarını bir veya birden çok devlet üzerinden kurmaya başlarlar. Bu oyunlar genellikle bu devletleri dünya sahnesine çıkararak, perde önünde sömürgeciliği bu devletlere yaptırmaktadırlar. Bu devletlerin silah güçleri, istihbarat ve insan güçleri bölgedeki tüm zayıf ama zengin devletleri sömürürken, genellikle insanlar bu konuda klasik olarak Amerika'yı, İngiltere'yi ve diğer Batılı devletleri suçlarlar. Aslında bir bakıma doğrudur. Buna aracılık edenler bu batılı devletlerdir. Ama bu devletler bu sömürgeciliği yapmazlar ise, kendilerinin sömürge olacağını da pek ala bilirler. O yüzden dünya üzerinde ki siyasi kargaşalara bakarsanız genellikle bu devletlerin suçlandığını ve toplumların genel olarak ta bu devletleri suçladıklarına şahit olursunuz. Ama sizce bu tam anlamıyla doğru bir yol mudur? Belki de dünyayı sömüren bu hanedanlar, sizlerin öfkesini yönlendirmek amacı ile önünüze yem atıyor olabilirler mi? Hiç düşündünüz mü? Bence düşünmelisiniz. Çünkü dünyamız üzerinde oynanan oyunlar tahmin edebileceğinizden çok daha büyüktür.

Unutmayın. Dünya'mız görebildiğimiz ve göremediğimiz den çok daha derindir. Dünya hakkında hepimizin bilmediği o kadar çok bilgi ve gerçek var olduğu sürece, televizyon ve basın kuruluşlarına bakarak değerlendirme yapmak sadece size servis edilen yemi yutmanız dan başka bir işe yaramayacaktır. Her görünenin zahirine değil de batınî yönüne bakmamız biz insanlar için en büyük kazanç olacaktır. Son söz olarak diyeceğimiz şu dur ki; "Şeytan ayrıntı da gizlidir.".

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İş yoğunluğum dolayısıyla yorumlara cevap veremeyebilirim. Anlayışınız icin teşekkürler.